Searching...
29 Ocak 2014

Knut Hamsun ve Açlık

04:08
Norveçli büyük romancı Knut Hamsun'un kişiliğini ve ününü oluşturan en büyük romanı Açlıktır. Ünlü bir yazar olma sevdasıyla yanıp tutuşurken, bir yandan da açlıkla pençeleşen bir gencin, duygulandırıcı öyküsü olan bu kitap dünya edebiyatının başyapıtları arasında anılmaktadır. 

Knut Hamsun ile bir diğer büyük yazar, Henry Miller sayesinde tanıştım. Hamsun'un, Açlık adlı bu kitabı tüylerimi diken diken etti. Kitap bastıran uykuma meydan okudu ve zafer kazanmasını bildi. Sabah'ın ilk saatlerinde kitabı okuyup bitirdim.  Yazılanlar kurgu değil, kurguya yer bırakmayacak kadar gerçekti. Ertesi gün yediğim ve içtiğim hemen hemen her şeyde kitap yakamı bir türlü bırakmadı. Ha birde Ylajali'yi düşündüm. Hamsun'un aşık olduğu o eşsiz güzellikteki kadını. Birlikte yürüdükleri, bir yerlerde oturup sohbet ettikleri zaman Ylajali sayesinde açlığını ve durumunun vahim olduğunu dahi Hamsun unutuyordu. Aşk tıpkı diğer insanları bulutların üstüne yükselttiği gibi, Hamsun'u da bulutların üstüne yükseltiyordu. 

 ''Tanrım, eğer bir daha şükredersem sana kendimden utanırım.''
Hamsun, kitabında inanmış olduğu biricik Tanrısı ile sık sık cebelleşmektedir. Açlığı, karın gurultuları, Tanrı'ya olan inancını sorgulamasına sebep oluyordu. Beni duygulandıran en direnge noktası yer ise köpeğime kemik istiyorum bahanesi ile üzerinde bir parça et olması umudu ile kasaptan bedava kemik istemesi ve bir köşe'ye çekilipte hıçkıra hıçkıra ağlayarak kemiğin üzerindeki etleri kemirmesi oldu.

Hamsun'un namuslu ve dürüst bir insan olduğu kitabın sayfalarında kendisini pekala belli ediyor. Arkadaşından ödünç aldığı battaniyeyi rehine'ye vermek istemiyor. İnsanların önünde dik durmaya çalışıyor. Hamlet'in, harikulade deyişi ile ''Dürüst bir insan olmak, on binlerin içersinde seçilmiş olmaktır.'' Hamsun, Hamlet'in bu deyişini takip ediyordu. Fakat söz konusu aç kalmak olduğunda dürüstlüğün de rafa kaldırılabileceğini düşünmek hoşuma gider. Hamsun, yazmak için ilhamı bekler ve zaman zaman onu sopa ile kovalamaya çalışır. Yazacağı bir deneme sayesinde üç beş kuruş bir şeyler kazanabilmek umudu gözlerini parlatır. Yazdıkları şeyler gazetelerin yazı işleri müdürleri tarafından reddedilir. Hamsun ise, yazmaktan vazgeçmeyecektir. 

Bir taraftan açlık, diğer bir tarafta ise Ylajali'ye olan aşk'ı şiddetlenmektedir. Ylajali'yi zengin ve şehrin ileri gelenlerinden bir erkek ile yürürken gördüğünde artık yalnızca şiddetlenen açlığıdır. Yaşam hollywood filmlerindeki gibi değil. Hikayeler her zaman mutlu son ile bitmiyor. Adalet, hak hukuk dedikleri şey ise yeryüzünde pek bulunmuyor. Nietzsche, ''Ümit etmek işkenceyi uzatır'' der. Fakat ben Nietzsche'ye katılmıyorum. En azından bu konuda. Ümit etmek kötü değildir. İnsanı kıpırdatan ve hedefe ulaştıran şey umutları, hayalleri ve ümit etmesidir. Önemli olan şey hedefe ulaşabilmiş olmakta değildir. Önemli olan istemek ve çaba sarf etmektir. Bir şeyi denemek, denememekten çok daha iyidir. En azından böyle yapmanız kendinize karşı dürüst olduğunuzu gösterir. Keşkelere yer vermezsiniz yaşamınızda. Knut Hamsun'un da yaptığı işte bu. Vazgeçmemesi. En azından denemiş olması. Kendisine karşı dürüst olmasıdır. Ki, Knut Hamsun hedefine ulaşabilmiştir. Çünkü ben şuan onun beni etkileyen olağanüstü bulduğum kitabından sizlere bahsediyorum.

 Karın gurultularıyla ve yırtık pırtık giysileriyle de yaşayabilir insan. Fakat umutsuz, hayalleri olmadan insan yaşayamaz. İnsanı insan yapan ve onu yaşatan bir şeyler, her zaman bir yerlerde vardır.  Vazgeçmeyelim. Her şeye rağmen yaşamaya ve gülümsemeye devam edelim. Tıpkı onun gibi Knut Hamsun gibi. 


Knut Hamsun ve Açlık adlı kitabına saygılarımla.


Yazan : Asil Can.

0 yorum:

Yorum Gönder