Şiddetle öneriyorum...Bu yazıyı Okumalısınız.
Merhaba. ben 27 yaşındayım, adım b. evde oturmayayım diye 5 yaşında anaokuluna başladım. evde oyun oynasam ya da doya doya televizyon izlesem ya da en güzeli sabahtan akşama kadar mahallede koştursam da olurdu ama anaokulu diye bir kurum vardı ve ailem oraya yolladı. yine ben 5 yaşında sıkıntıdan okuma yazmayı çözmüştüm ama ilkokul diye bir şey yaratıldığı, beş yıl boyunca çocukları oyalamak için bir bina yapıldığı için oraya gönderildim. ilkokul birinci sınıfı bitirdiğimde basit bir şekilde matematik anlatmayı beceremeyen babam sayesinde iki bilinmeyenli denklem çözebiliyordum. ilkokulun beş yılı boyunca acayip sıkıldım. bu beş yılda defalarca dizimi kanattım, blok fülüt çalmayı öğrendim, bir kere gözümü yardım, kabakulak ve su çiçeği geçirdim, düzgün olmayan yazımı bir türlü düzeltemedim. onun dışında çok sıkıldım. bir de evde ailemin dinden hiç bahsetmemesi fakat okuldaki çocukların sürekli "allah karanlıktaki karıncayı bile görür" demesi yüzünden paranoyak oldum. bir ara babamın düşüncelerimi okuyabildiğini düşünüp yaramazlık yapamıyordum. ha bir de ilkokul beşte harket enerjisinin ısı enerjisine dönüşümünü anlatmak için kaydıraktan kayan ve poposu yanan çocuk örneğini verdiğim için dayak yedim.
ilkokul dört ve beşinci sınıflarda anadolu lisesi sınavına hazırlandım. çünkü iyi iş bulabilmek için iyi üniversiteye gitmek, iyi üniversiteye gidebilmek için de iyi liseye gitmek gerekiyordu. çocukluğumu ders çalışarak geçirdim. ilkokuldan sonar hazırlık okudum. bak o güzeldi. sonra ortaokul ve lise. bozulmayan sırayla ve aynı kelimelerle selçuklular, osmanlı ve cumhuriyet tarihleri öğrendim. liseden mezun olduğumda ikinci dünya savaşı hakkında hiçbir şey bilmediğim gibi birinci dünya savaşı da benim için bir sırp milliyetçisinin frand ferdinand'ı öldürmesinden ibaretti. bol bol dua ezberledim, saçma sapan matematik problemleri çözdüm, üçgenin iç açılarını ve dış açılarını ezberlemem yetmiyormuş gibi onyedigenin bir dış açısını hesaplayabiliyordum. blok fülüt çalmaya devam ettim. sandıktan takla attım. mercekte kırılan mum ışığının iz düşümünü buldum filan. bunlar hep iyi bir üniversite ve akabinden gelecek iyi iş hayatı, bol para içindi.
hayatımın en ergen yıllarını ders çalışarak geçirdiğim için manyak bir ergen oldum. çılgın gibi test çözdüm. trigonometri, türev, integral öğrenmeye çalıştım. beceremedim çünkü çok sıkılıyordum. üniversiteyi kazandım. ilerde iyi bir iş bulabilmek için anorganik kimya dersini geçmem gerekiyordu ve bunun için periyodik cetveli ezberledim. sonra sülfürik asitle elimi yaktım. bir keresinde organik kimya laboratuarında astım krizim tuttuğu için profesörden azar işttim. haklıydı, astımım varsa niye bu bölümü okuyordum? ama kimya bölümünde ne okunur, kimya mezunu ne iş yapar bilmeden o bölüme girmiştim işte. zar zor mezun oldum üniversiteden, tca siklusunu ve karbondioksitin molekül orbital şemasını çizmeyi ezberleyerek.
yaşım 24'ü bulduğundan artık ne iş yapmak istediğimi biliyordum ve yüksek lisansa başladım. genetik bölümünü kazandım, kanser çalışmak için heyecanla okula gittim tezlerin dağıtıldığı gün. maya çalışması verdiler bana. "kanser?" dedim, "maya da iyidir" dediler. yüksek lisansı bıraktım.
iş aramaya başladım sonra. istanbul'da 1+1 bir ev ve sadece elektrik faturasını karşılamaya yetecek işler teklif ettiler uzunca bir süre. halbuki ben 24 yaşıma kadar iyi bir iş bulabilmek için franz ferdinand'ı, tca siklusunu ezberlemiştim. blok fülüt bile çalmıştım! bari doğalgaz faturamı da ödeyebilseydim!
bir süre sonra tüm faturalarımı da ödeyebileceğim bir iş buldum. çünkü hak etmiştim bence. en çok sandıktan takla atarken haketmiştim! iki yıl oldu. iki yıldır allahıma çok şükür faturalarımı ödüyorum. iki yıl oldu, iki yıldır mobbing yaşıyorum. iki yıl oldu, iki yılda defalarca hıçkıra hıçkıra ağlayarak çıktım ofisten. iki yıl oldu, iki yıldır nefret ederek geliyorum işe.
merhaba, ben b. birkaç ay sonra 28 yaşımı bitirecek ve 29. yılımdan gün almaya başlayacağım. 5 yaşından beri iyi bir iş bulabilmek için saçma sapan işler yapıyorum, ama mutsuzluktan ölüyorum. hem badminton oynamayı öğrendiğim hem de ikinci dil olarak öğrenmeye çalıştığım almanca ile "ich bin acht un zwanzig jahre alt" demeyi becerebildiğim halde hayatımın 2/7'sinde geç uyanabilmek ve kahve içmeye gidebilmek için hayatımın geri kalan 5/7'sinden nefret ediyorum ...
merhaba, intihar edelim mi ... ?
Alıntı : Ekşi Sözlük
Ne kadar güzel anlatmış, ertelenen ya da unutulan yaşantıları
YanıtlaSilBU yazıda bir halt yok hıyarın biri birşeyler yaparken bir yandan da bir hiç olmak için epey mücadele etmiş ..
YanıtlaSilÖzetleri gerçekler bunlar. Ama intiharı bir daha düşün. Bence değmez çünkü seni yine umursamayacaklar.
YanıtlaSil16 yaşındayım ve bir an aa adam beni anlatmış dedim çok güzel bir yazıydı.
YanıtlaSilhuzur İSLAMDA
YanıtlaSilKonuyla ne alakası var sayın Ömer Dağ
YanıtlaSiledelimde ben İSTEKLERİM ardımda kalmışken ölümü göze alamam, sanırım ki tabağımda kalan lokmalar gibi ardımdan ağlarlar.
YanıtlaSilOha, beni anlatmış tek fark ben 31 yaşındayım, anlattığı şeylerden 3 yıllık daha fazla yaşadım.
YanıtlaSil