Searching...
1 Mart 2014

Gökadalar ve Doğadaki Sayılar

11:52
Doğanın sabitlerinin değerleri üzerinde küçücük bir değişiklik yapılsa, bildiğimiz anlamda bir yaşamın varlığı ortadan kalkardı. Kütleçekimi sabitini daha kuvvetli hale getirin, yıldızlar çabucak yanıp yok olacak, yakınlarındaki gezegenlerde yaşamın oluşmasına izin vermeyecektir. Sabitin kuvvetini azaltın, bu kez de gökadalar bir arada tutunamayacaktır. 

Elektromanyetik kuvveti arttırın, o zaman da hidrojen atomları birbirlerini büyük bir güçle itecekler ve yıldızlara gerekli gücü sağlayamayacaklardır. 

Steven Weinberg`e göre, yaşamın varlığı bu kozmolojik sabite bağlıdır. Gökadalar olmadan, yaşamın ortaya çıkmasında çok önemli rolü olan yıldızların ve gezegenlerin oluşumu da mümkün olmazdı. Uzayda şu ya da bu noktada bir madde kümesi bulunabilir. Bu madde kümesinin yoğunluğu çevresindekilerden daha fazlaysa yakınındaki maddeler üzerine göreceli olarak daha büyük bir kütleçekimi kuvveti uygulacak ve kendine çektiği maddeler sonucu daha da büyüyecektir. Bu süreç kendini besleyerek devam eder ve kendi etrafında dönüp duran bir toz ve gaz bulutunu oluşturur. 

Bunun sonucunda da yıldızlar ve gezegenler ortaya çıkacaktır. Weinberg`in düşüncesine göre, yeterince büyük bir degere sahip bir kozmolojik sabitin olması kümelenmeyi engelleyecektir. Sabitin oluşturduğu itici kütleçekimi yeterince kuvvetli ise ilk oluşan madde kümeciklerini birbirinden uzaklaştıracak ve daha çevredeki diğer maddeleri kendine çekmeye fırsat yaratmadan galaktik oluşumu önleyecektir.

Weinberg`in çalışmasının üzerinden on yıl bile geçmeden, Süpernova Kozmoloji Projesi ve High-Z Süpernova Araştırma Ekibi tarafından yapılan gözlemler Weinberg`in düşüncelerinde ne kadar haklı olduğunu ortaya çıkardı.

Aynı mantık, farklı kozmolojik sabitlere sahip evrenler için de geçerlidir. Diyelim ki bir çoklu evrendeki tüm evrenlerin kozmolojik sabit değerleri sıfırla bir arasında ( bilinen Planck birimleri olarak) değişiyor; daha küçük kozmolojik sabit değerlerinde evrenler çökecek, daha büyük değerlerde ise matematiksel formülasyonun uygulanabilirlik sınırları zorlanmış olacak.


#İnanç Kızılkaya

0 yorum:

Yorum Gönder