Bilim insanları, dünyanın erişilmesi en zor yerlerinden biri olan Marinana Çukuru’nda bakteri yaşamı tespit ettiklerini açıkladı. Dünyanın en derin noktası olarak bilinen yerin 11 bin metre altındaki Challenger Deep’i içeren bölgede 2010 yılında başlayan analizler, yaşam şartlarının son derece ağır olduğu koşullarda çok yüksek seviyede bakteri varlığı olduğunu ortaya koydu.
Pasifik Okyanusu’nda Guam adasının
güneybatısında kalan Mariana Çukuru, yavaş yavaş sırlarını bilim
dünyasına açmaya devam ediyor. Mart 2012’de yaptığı dalışla çukurun en
derin noktası olan Challenger Deep’e tek başına inen ilk insan olan ünlü
yönetmen James Cameron, okyanusun en derin noktasında çektiği
görüntüler ve topladığı numunelerle iki yeni canlı türünün tespit
edilmesini sağlamıştı.
Phys.org
sitesinin haberine göre, uluslararası bir araştırma ekibinin Mariana
Çukuru’nda topladığı numumeler, bölgedeki bakteri yaşamının şaşırtıcı
derecede fazla olduğunu gösterdi. Deniz seviyesindeki basıncın 1,100 kat
daha yüksek olduğu derinlikte yaşayan bakteri miktarının, denizin 5-6
kilometre deriliğinde yaşayan bakteri miktarından neredeyse 10 kat fazla
olduğu belirtildi.
Derin
denizlerdeki çukurlar, ölü deniz canlıları, yosunlar ve diğer organik
canlıların oluşturduğu akıntılarla beslendiği için mikrobiyolojik yaşama
uygun yerler olarak biliniyor. Ayrıca, bölgede sık yaşanan ve sığ
sulardaki maddelerin yer değiştirmesine neden olan depremlerin de
derinlerdeki besin zenginliğine katkıda bulunduğu düşünülüyor.
Araştırmada yer alan Güney Danimarka
Üniversitesi’nden Ronnie Glud, ‘Mariana Çukuru gibi yapıların derin
okyanusların sadece yüzde ikisini oluşturduğunu ancak küresel karbon
döngüsü için büyük önem taşıdıklarını’ belirtti.
Mariana
Çukuru’ndaki mikrobiyolojik yaşamın keşfedilmesini konu alan
araştırmada, Glud’un üyesi olduğu Nordik Dünya Evrim Merkezi’nin yanı
sıra, Almanya’nın Max Planck Enstitüsü ile Alfred Wegener Enstitüsü;
Japonya’nın Deniz-Dünya Bilimi ve Teknoloji Derneği; İskoçya’nın Deniz
Bilimleri Derneği ve Danimarka’nın Kopenhag Üniversitesi yer aldı.
DOĞRU ÖLÇÜMLER GEREKİYOR
Nature
Geoscience dergisinde yayımlanan araştırmada, bilim insanları, Mariana
Çukuru’nun derinliklerindeki tortudaki mikrobiyolojik yaşam faaliyetini
tespit etmek için, mini denizaltılarla oksijen dağılımını ölçtü.
Glud,
çok derinlerde ölçüm yapmanın lojistik olarak çok zor olmasının yanı
sıra, doğru veriler elde etmelerinin de büyük önem taşıdığına değinerek,
“Mariana Çukuru’nun derinliklerinden elde ettiğimiz bakterileri
laboratuvar ortamında incelemeye kalkarsak, ısı ve basınç değişimi
nedeniyle ölecekler. Bu yüzden çukurdaki çok büyük basınca dayanarak
ölçümler yapacak donanım geliştirdik” dedi.
Dev Robot
Robot,
okyanus tabanıyla temas ettiğinde, oksijen dağılımını çok yüksek
doğruluk payıyla tespit edecek aşırı ince alıcılarla donatıldı.
Glud,
“Aynı zamanda Marinana Çukuru’na ait görüntüler çektik. Burada yaşayan
çok az sayıda büyük denebilecek canlı var. Öte yandan dünyanın en derin
noktasınındaki yaşam şartlarına bakterilerin harika uyum sağladığını
söyleyebiliriz” dedi.
EN DERİN NOKTALARA İNİYOR
Araştırma
ekibi, Mariana Çukuru’nda 2010 yılında başlayan analizlerin ardından
sualtı robotunu, Japonya’nın kuzeydoğu açıklarında bulunan 9 km
derinliğe sahip Japon Çukuru’na gönderdi. Burada yapılan analizlerin
ardından, Fiji yakınlarındaki 10.8 km derinliğe sahip Kermadec-Tonga
Çukuru incelenecek.
Glud,
“Derin deniz çukurları dünya haritası üzerinde geride kalan ‘son beyaz
noktaları’ oluşturuyor. Bu bölgelerin küresel karbon döngüsü ve iklim
düzeni üzerindeki etkisi hakkında çok az şey biliyoruz. En derin
noktalarda yaşayan bakterileri inceleyerek, bu bölgelerin sahip olduğu
özellikleri anlayabileceğiz” dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder