tag:blogger.com,1999:blog-21217575172686669702024-03-21T06:02:03.801-07:00Bilim TrueZühre Özerhttp://www.blogger.com/profile/10527720813514117187noreply@blogger.comBlogger9125tag:blogger.com,1999:blog-2121757517268666970.post-63418897193251174522014-03-05T11:15:00.001-08:002014-03-05T11:15:57.020-08:00Tekerleğin İcadı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-PKQnCXGrl7k/Uxd3vP6kupI/AAAAAAAACro/GUaQtDB6X1Q/s1600/Tee.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-PKQnCXGrl7k/Uxd3vP6kupI/AAAAAAAACro/GUaQtDB6X1Q/s1600/Tee.jpg" height="200" width="400" /></a></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: 'Droid Sans', sans-serif; font-size: 17px; line-height: 24px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Tekerlegin bulunuşunda, Amerikalı arkeolog Speiser, Gawra’da, M.Ö. 3.000–2.500 yıllara ait tekerlek kalıntılarına rastlamış; İngiliz meslektaşı Woolley ise Ur’da, M.Ö. 2.950 yıllarından kalma bir mezardan tekerlek çıkarmıştır. Ne gibi bir ihtiyacın bu icada yol açtığı kesinlikle bilinmemektedir. General Frugier’nin ilginç bir varsayımına göre, Yontma Taş Çağı’ndan başlayarak insan, avladığı hayvanı, kaya parçaları gibi bazı şeyleri taşıma ihtiyacını duymuştur. Bu soruna çare ararken, kesilmiş bir ağacın yuvarlandığını, böylece taşımayı kolaylaştırdığını fark eden insanlar yüklerini iki ağaç kütüğünün üzerine koymayı akıl etmişleridir.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: 'Droid Sans', sans-serif; font-size: 17px; line-height: 24px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
İngiliz tarihçisi Maccurdy’ye göre; tekerleğin atası, tomar denilen silindir biçiminde durulmuş kağıt ya da deridir. Bu gelişmeyi kazılar da doğrulamaktadır. Yapılan kazılarda Sümer ülkelerinde, M.Ö. 3.000′den kalma kızaklar ve arabalar çıkartılmıştır. Tekerleğin icadını hiç şüphesiz araba izlemiştir. Bir çift tekerleği dingille birleştirmek ve buna demirsiz bir saban oturtmak işten bile değildir. Gerçekten de, M.Ö. 3.000 yıllarının Sümer kalıntılarında rastlanan arabalar böyledir. Sürücüsü, iki tekerleğin arasına konmuş bir eyere, ata biner gibi otururdu. Bu taslak çabuk gelişerek dört tekerlekli bir araç oldu; fakat henüz ön tekerlekler sabitti.<span id="more-722" style="border: 0px; font-family: inherit; font-size: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"></span></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: 'Droid Sans', sans-serif; font-size: 17px; line-height: 24px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
<a href="http://www.bilgiustam.com/resimler/2008/03/wheel-wince.jpg" style="-webkit-tap-highlight-color: rgb(255, 94, 153); -webkit-transition: background-color, color 0.2s linear; border: 0px; color: #20852c; font-family: inherit; font-size: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; transition: background-color, color 0.2s linear; vertical-align: baseline;" title="wheel-wince.jpg"><img align="right" alt="wheel-wince.jpg" src="http://www.bilgiustam.com/resimler/2008/03/wheel-wince.jpg" style="border: 0px; font-family: inherit; font-size: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;" /></a>Daha sonraları arabayı kayışlarla atlara bağladılar. M.Ö. 2.000 yılında Mezopotamya’da görülen bu araba, giderek Sami ırkından Hiksosların akınıyla Mısır’a girince, Firavun’un ordusunda, 1917′de ilk müttefik tanklarının Alman askerleri üzerinde yarattığı paniğe benzer bir korku yarattı. Mısırlılar hayvan gücü olarak henüz öküz ve eşekten yararlanıyorlardı. Ancak tecrübeden çabuk ders almayı bildiler. İstilâcıları ülkeden atar atmaz bu yeni savaş aracını kullanmaya başladılar. Öyle ki, Mısır tarihinin en parlak dönemi olan Yeni İmparatorluk’tan kalan belgeler, Firavun’u gelecek kuşaklara savaş arabasının üstünde, bir eliyle dizginleri tutar, ötekiyle de düşmanı yere serer biçimde gösterebilmiştir.Bunu izleyen on yüzyıl boyunca, araba, savaş alanlarında fetih aracı olarak hizmet etti. Asurlular, M.Ö. 1.000 yıllarında bir sürücünün kullandığı, iki savaşçıyı çeken çift at koşulmuş arabaları sayesinde dünyaya egemen oldular. Asur’un ünlü kralları Surgon ve Assurbanipal birçok şehirleri, güçlü savaş makineleri halini alan arabalarıyla kuşattılar. Bu arabaların, tekerlekleri üzerine oturtulmuş ağır koçbaşlarıyla şehir kapılarına saldırdılar; savaşçılar kalkanlarının arkasına saklanarak kale duvarlarının üstüne yürüdüler. Daha çok savaş döneminde yararlanılan tekerlek, sonraki yıllarda neredeyse tüm taşıma araçlarında kullanılmıştır.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: 'Droid Sans', sans-serif; line-height: 24px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Kaynak : Bilgiustam</div>
Anonymousnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2121757517268666970.post-84000787083641769222014-02-15T15:31:00.001-08:002014-02-15T15:32:21.775-08:00Tebessüm ettiren ekşi sözlük entryleri<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-Gs4BHId5Wt8/Uv_433N5NyI/AAAAAAAACag/648Rs8UYF-k/s1600/k__78_.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-Gs4BHId5Wt8/Uv_433N5NyI/AAAAAAAACag/648Rs8UYF-k/s1600/k__78_.jpg" height="320" width="230" /></a></div>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 17px;">Ekmeğin arasına cips koyanı gördüm, muz koyanı gördüm, ekmeğin arasına ekmek koyanı gördüm ama asıl bombayı annem patlatıp hayatımın keşfini yaptı. </span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 17px;" /><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 17px;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 17px;">ilkokuldayız. köyden taşımalı geldiğimiz için beslenme çantamız var. yumurta, peynir allah ne verdiyse yufka ekmeğin içine dürülüp konuluyo işte. bir gün öğretmenin oğlu evleri uzak olduğu için bizimle yemeye başladı öğle yemeğini. mis gibi bakkal ekmeğinin içine sürmüş annesi çikolatayı. yarısını bana verdi. lan o nasıl bir lez</span><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 17px;">zet. aklım başımdan gitti. köylü çocuğuyuz böyle şeyler görmedik. neyse eve gidince anneme dedim babama söyle de bize çikolata alsın ekmeğime koy. babam almış garibim. aldığının ertesi beslenme çantamda çikolatalı ekmeğim okula gittim. öğleyi iple çekiyorum. neyse öğlen geldi. yufka ekmek nasıl dolgun, bir de ok gibi dimdik duruyo. dedim ki canım annem ne kadar sürdüyse ekmek zor almış. bi ısırdım çatırt diye bir ses. ama ağzıma çikolata tadı geliyo bir daha ısırdım yine çatırt diye bir ses. meğer babam çikolatalı gofret almış. annem de garibim ekmeğin arasına onu koymuş. deneyin güzel oluyo.<br /><br /><b style="font-size: 13px;">Alıntı : Ekşi sözlükten bir entry</b></span>Anonymousnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2121757517268666970.post-11149750238450752622014-02-09T07:00:00.000-08:002014-02-09T07:00:45.931-08:00Google internette sansürün sonunu getiriyor<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-ljc9GiG7g4s/UveX9Cc8SdI/AAAAAAAACYI/O5G4ucmt9xo/s1600/Google.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-ljc9GiG7g4s/UveX9Cc8SdI/AAAAAAAACYI/O5G4ucmt9xo/s1600/Google.jpg" height="210" width="400" /></a></div>
<span class="text_exposed_show" style="background-color: white; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 18px;"><br /><span style="color: #666666;">İnternet devi Google, New York’ta düzenlediği Google Ideas (Google Fikirleri) zirvesinde baskıcı hükümetlerin internet sansürü uyguladığı ülkelerdeki kullanıcıların istedikleri internet sitelerine ulaşmalarını sağlamak için “UProxy” adlı yeni bir uygulama yarattığını açıkladı.</span><br /><br /><span style="color: #333333;">Chrome ve Firefox ile birlikte çalışacak olan UProxy sayesinde tüm internet kullanıcıları ABD ya da İngiltere gibi daha özgür internet yasalarına sahip ülkelerdeki arkadaşlarının internet sunucularına bağlanıp interneti sanki bu ülkelerdeymiş gibi kullanabilecek.</span><br /><br /><span style="color: #333333;">Uygulama sayesinde sadece güvendikleri, arkadaş listelerinde olan bağlantılarının internetini kullanacak olan kişiler devletin gözetlemesinden de kurtulmuş olacak.</span><br /><br /><span style="color: #333333;">Henüz deneme aşamasında olan UProxy’nin yaratıcıları Washington Üniversitesi bilim insanları ve Brave New Software şirketi, uygulamanın beta versiyonunu denemekte olduklarını açıkladı.</span><br /><br /><span style="color: #333333;">Google bu uygulamayı genel kullanıma açtıklarında devletlerin sansür uygulamalarını aşmak için herhangi bir teknik bilgiye ihtiyaç olmayacağını, UProxy uygulamasının herkesin anlayabileceği, kullanıcı dostu bir şekilde tasarlandığını belirtti.</span><br /><br /><span style="color: #333333;">Google Ideas yöneticisi Jared Cojen UProxy ile ilgili Time dergisine verdiği röportajda “Dünyada milyarlarca insan kendilerini ifade etme özgürlüğüne sahip olmadıkları ortamlarda yaşıyor. Biz onlara bizim sahip olduğumuz internete ulaşma imkanını sunmak istiyoruz. Kullanıcılarımıza karşı sorumluluklarımız olduğundan bahsediyoruz. Kuzey Kore, İran, Suriye ve Küba gibi ülkelerdeki kullanıcılarımıza karşı da bir sorumluluğumuz var. Ve bu ülkelerde karşı karşıya olunan güçlükler çok daha büyük” dedi.</span></span>Anonymousnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2121757517268666970.post-7058068615862483102014-01-22T12:46:00.002-08:002014-01-22T12:47:19.008-08:00Bir İnsan En Fazla Kaç Gün Uykusuz Kalabilir ?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-iYhkMiF3iGs/UuArLoL9UiI/AAAAAAAACMA/_tMiM2zdZoc/s1600/uyku.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-iYhkMiF3iGs/UuArLoL9UiI/AAAAAAAACMA/_tMiM2zdZoc/s1600/uyku.jpg" height="287" width="400" /></a></div>
<b><span style="color: #666666;"><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;">Bu sorunun denenmiş ve rekorlar kitabına girmiş yanıtı 264 saat yani yaklaşık 11 gün. Randy Gardner adlı bir ABD’li bu rekoru 1965 yılında 17 yaşındayken kırdı. Bundan sonra kayıtlara geçen, bu denli uzun bir uykusuzluk denemesi yapılmadı.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;">Gardner, uykusuzluk rekoru denemesinde sürekli gözlem altında tutulmuş ve uyumadığından emin olunmuş. Gardner’ın çay, kahve ya da başka herhangi bir uyarıcı almasına da izin verilmemiş. Denem</span><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;">esinin eğlenceli başladığını ancak son günlere doğru büyük bir eziyete dönüştüğünü anlatan Gardner, bir ara kendini ünlü bir futbol oyuncusu sanmaya başladığını bir süre sonra ise bilincini tamamen kaybettiğini söylemiş.<br /><br />Çocuk, rekoru kırdıktan sonra hastaneye kaldırılmış ve 14 saat boyunca aralıksız uyumuş. Yeniden uyandığındaki hissettiği şeyi “yeniden doğmak” olarak nitelemiş.<br /><br />Öte yandan laboratuvarlarda yapılan insanlı deneylerde deneklerin sonunda bitap düşüp ve zihinsel faaliyetlerini kaybetmelerine rağmen 7-8 gün boyunca uykusuzluğa dayanabildikleri gözlenmiş. Deneylere katılanların hepsi uykusuzluk arttıkça, konsantrasyon ve motive olmada, algılamada ve diğer yüksek zihinsel yeterlilik gerektiren işlerde zayıflamışlar. Denekler, uyuduktan sonra normal hallerine dönmüşler. Bu bireylerde kalıcı sinirsel, fizyolojik ya da psikolojik hasar kalmamış.</span></span></b><br />
<b><span style="color: #666666;"><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;"><br /></span></span></b>
<br />
<div style="text-align: center;">
<b><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;"><span style="color: #990000;">Video</span></span></b><br />
<b><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;"><span style="color: #990000;"><br /></span></span></b></div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/407E3Vsxo5k" width="560"></iframe>
<b><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;"><span style="color: #990000;"><br /></span></span></b></div>
<div style="text-align: center;">
<b><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12.727272033691406px; line-height: 15.454545021057129px;"><span style="color: #990000;"><br /></span></span></b></div>
Anonymousnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2121757517268666970.post-43879233809203369922014-01-09T12:08:00.001-08:002014-01-09T12:10:18.417-08:00DÜŞÜNCEYLE KONTROL EDİLEN BİYONİK KOL<span style="background-color: white; color: #0b5394; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px;"><b>İngiltere’nin Tyneside kentinde yaşayan 26 yaşındaki Onbaşı Andrew Garthwaite, aylar süren tedavi sonrasında ülkesinde biyonik kol kullanan ilk kişi oldu. Avusturya’da gerçekleştirilen ameliyatta biyonik kolu nakledilen Garthwaite, Surrey kentinde aylar süren rehabilitasyonun ardınan kolunu düşünce ile kontrol etmeye başladı.</b></span><br />
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- BilimTrueYatayYazı -->
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-1894658910312241" data-ad-slot="9487726812" style="display: inline-block; height: 15px; width: 468px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px;" />
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-K95jXsydMEE/Us8BqekfIwI/AAAAAAAACGI/HCY8MpuYvLc/s1600/Kol.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-K95jXsydMEE/Us8BqekfIwI/AAAAAAAACGI/HCY8MpuYvLc/s1600/Kol.jpg" height="320" width="218" /></a><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px;"><br />Gartwaite, arkadaşlarının kendisini 1970’lerin ABD yapımı ‘The Six Million Dollar Man’ dizisinden esinlenerek ‘altı milyon dolarlık adam’ olarak çağırdığını söyledi.<br />Garthwaite, 2010 yılında Afganistan’ın Helmand eyaletinde görevliyken Taliban militanlarının ateşlediği RPG nedeniyle ağır yaralanmıştı.<br /><br />SkyNews sitesinin haberine göre, zihinle kontrol edilen biyonik kol, ‘Targeted Muscle Reinnervation’ adı verilen cerrahi yöntemde bir devrimi temsil ediyor.<br /><br />Garthwaite'in kopan koluna bağlı olan sinirler, yaralanmanın ardınan göğsüne yönlendirildi. Rehabilitasyon sürecinde, Garthwaite yoğunlaşarak kolunu hareket ettirdiğini düşündüğü zaman sinirler omuz kaslarında yeni bağlantılar oluşturdu.<br /><br />Sinirlerin oluşturduğu sinyaller, Garthwaite’in derisine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla sezgisel olarak hareket sağlıyor.<br /><br />Tedavi sürecinde yer alan doktorlardan Tim Jones, “Bu çok büyük bir gelişme. Biyonik kol hareket kabiliyetini ciddi ölçüde artırdığı gibi hayalet acıyı da büyük ölçüde sona erdiriyor” dedi.</span><br />
<span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px;"><br /></span>
<span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 17px;"><br /></span>Anonymousnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2121757517268666970.post-25134264780677876602013-12-30T13:04:00.003-08:002013-12-30T13:05:25.419-08:00Tereyağının Yararları Nelerdir?<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: Sintony, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 22px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-HeTv2c3cKLw/UsHfy8vn3CI/AAAAAAAAB_0/JXkp_M_hUp4/s1600/4690_tereyagi1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-HeTv2c3cKLw/UsHfy8vn3CI/AAAAAAAAB_0/JXkp_M_hUp4/s1600/4690_tereyagi1.jpg" /></a>Tereyağı hayvansal bir besindir. Tereyağı A, E, D vitamini ve protein açısından zengindir. Pek çok yağda protein oranı sıfırdır. Bu da tereyağını diğerlerinden ayıran başlıca özelliklerinden birisidir. <span id="more-20665" style="border: 0px; font-family: inherit; font-size: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"></span>Kalsiyum, fosfor ve demir içerir. Hayvanın beslenme şekline göre rengi sarı veya beyaz olabilir. İnek, koyun ve keçinin sütünden elde edilir. Kendine has bir kokusu ve eşsiz bir lezzeti vardır. Doymuş yağdır ama nerdeyse oda sıcaklığında bile eriyebilen bir yapıya sahiptir. Hepsinden önemlisi doğal bir besindir. Özellikle kahvaltıda çiğ olarak tüketildiği zaman sindirimi çok daha kolaydır.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: Sintony, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 22px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Kırsal bölgelerde hâlâ önemli bir besin maddesidir. Çünkü herkesin evinde ineği, keçisi, koyunu vardır. Bu hayvanların sütünden elde edilen tereyağı da günlük olarak tüketilmektedir. Buna rağmen sağlık sorunu yaşamayan bölge insanları, uzun yıllar yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmektedir. Bu da tereyağı kullanımının, zararlı olmasından çok yararlı olduğu konusunda bir kanıttır. Tereyağı yıllardır, bilim adamlarının söylemine göre; fazla tüketilmemesi, kolesterol yaptığı ve zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklı yiyecekler arasında yer aldı. Günümüzde İngiliz bilim adamlarının yaptığı araştırmalar tereyağının sanıldığının aksine zararlı olmadığını kanıtladı. Doymamış yağ ağırlıklı beslenmenin kalp krizi riskini daha çok arttırdığı saptandı. Aslında margarinle kıyaslandığında margarin kullanan insanlarda kalp hastalığı riskinin tereyağı kullanan insanlara göre çok daha fazla olduğu yapılan çalışmalarla ortaya çıktı. Sanıldığının aksine kalp hastalığına yakalanma oranının tereyağı kullananlarda, kullanmayanlara göre daha düşük olduğu saptandı. Doymuş yağ oranının yüksek olması bilinenin aksine yağ oluşumunu değil yağ yakılmasını hızlandırmaktadır. Öyle ki İngiliz bilim adamları kırk yıllık bir hatadan dönüldüğünü bilmelerine rağmen, bunu itiraf etmekte zorlandılar.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: Sintony, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 22px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<a href="http://www.bilgiustam.com/tereyaginin-yararlari-nelerdir/4690_tereyagi/" rel="attachment wp-att-20667" style="-webkit-tap-highlight-color: rgb(255, 94, 153); -webkit-transition: background-color, color 0.2s linear; border: 0px; color: #20852c; font-family: inherit; font-size: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; transition: background-color, color 0.2s linear; vertical-align: baseline;"><img alt="4690_tereyagi" class="alignright size-full wp-image-20667" height="212" src="http://www.bilgiustam.com/resimler/2013/12/4690_tereyagi.jpg" style="border: 0px; display: block; float: right; font-family: inherit; font-size: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; height: auto !important; line-height: inherit; margin: 0.3em 0px 0.5em 1.571em; max-width: 100%; padding: 0px; vertical-align: baseline;" width="238" /></a></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: Sintony, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 22px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Doymamış yağ ağırlıklı beslenme sonucunda, insülin direncine bağlı olarak obezitenin arttığını söyleyen bilim adamları, tereyağının ise obeziteyi önlediğini son yaptıkları çalışmalarla duyurmuşlardır. Ayrıca şeker hastalığına iyi geldiği ve kolesterolü düşürmeye yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır.Tereyağı çok iyi bir antioksidandır, yani vücutta biriken istenmeyen maddelerin dışarı atılmasında çok gerekli bir yağdır. Bunun yanı sıra iltihap kurutucu, alerji ve kansere karşı da son derece koruyucu bir yağdır. Geçmişte hipertansiyon ve felçlere neden olduğu düşünülse de günümüzde, bu konuda yapılan araştırmalar ve deneyler öyle olmadığını açıkça ortaya koymuştur.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: Sintony, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 22px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Tereyağı vücuttaki enerji tüketiminde rol oynar bu da kilo alım hızını dengeler. Sindirimi kolaylaştırır. Tereyağı geçmişteki kötü ününü yıkıp bu gün hak ettiği değere kavuşmuştur ama tereyağı tüketirken de ölçüyü kaçırmamak gerekir. Her besin için aynı durum söz konusudur. Yeterince tüketmek, aşırıya kaçmamak gerekir. Normal beslenme düzeni içinde kahvaltıda ve yemeklerde kullanımı yeterli olacaktır. Beslenme konusunda vücudumuz bizim için iyi bir uyarıcıdır. Bilgi kirliliği içinde bocalamadan, vücudumuzun isteklerini dikkate alırsak ve ölçüyü kaçırmadan her besini yeterince tüketirsek doğru bilinen yanlışların, vücudumuza vereceği zarardan korunabiliriz.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: Sintony, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 22px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<b style="border: 0px; font-family: inherit; font-size: inherit; font-style: inherit; font-variant: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"><em style="border: 0px; font-family: georgia; font-size: inherit; font-variant: inherit; font-weight: inherit; line-height: inherit; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Kaynakça:</em></b><br />
vikipedia, medicana sağlık ansiklopedisi</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: Sintony, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 22px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #868686; font-family: Sintony, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 22px; margin-bottom: 15px; padding: 0px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- BilimTrueYatayYazı -->
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-1894658910312241" data-ad-slot="9487726812" style="display: inline-block; height: 15px; width: 468px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>Anonymousnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2121757517268666970.post-61486773197948517832013-12-30T09:58:00.000-08:002013-12-30T09:59:59.514-08:00SERİ KATİLLER HAKKINDA ?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-CZOGVG6jgIk/UsGzyvUhu9I/AAAAAAAAB_Y/EyFQcQtyXTc/s1600/SeriKatiller.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="413" src="http://4.bp.blogspot.com/-CZOGVG6jgIk/UsGzyvUhu9I/AAAAAAAAB_Y/EyFQcQtyXTc/s640/SeriKatiller.jpg" width="640" /></a></div>
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" />
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" />
<b><span style="color: #666666;"><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Seri katil, bir aydan daha uzun bir dönemde, 3 veya daha fazla insanı öldüren kişiye denilir. Kurbanlar sıklıkla aynı şekilde ve benzer özellikler taşıyan (aynı meslek,görünüş,cinsiyet veya yaş grubu) kişilerden oluşur. </span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Seri katillerde, ağır basan psikiyatrik tanı psikopatidir. Psikopatlar, empati ve suçluluk duygusundan uzak bir halde, ben merkezci ve itici, sosyal, ahlaki ve hukuki kabullere uymayan kişilerdir. Psikopatlar yarattıkları ve benimsedikleri kurallara uymayı tercih ederler. Genellikle dışarıdan gözlendiklerinde normal, göze batmayan ve hatta toplumda saygı gören ve çekici kişiler olabilirler.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Yapılan istatistiklere göre, seri katiller, erkeklerden cok kadınarı ve tanımadıklarını öldürmeyi tercih ediyorlar. Seri katillerin genel profili ise ; Aşağılık duygusuna ve problemli bir çocukluk geçmişine sahip veya cinsel saldırıya uğramış, çoğunluğu beyaz tenli, heteroseksüel ve dindardırlar. </span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Iktidar ve güç ihtiyaçlarını tatmin için öldürüyorlar. Hepsinde cinsel davranış bozuklukları ve intihar eğilimi vardır. Çoğunluğu alkol veya uyuşturucu bağımlısı, gerçekle yüzleşmekten kaçınan kişilerdir. Hayvanlara işkence etmeyi de seven tiplerdir. Cinayet işlerken ne yaptıklarının farkında oldukları için, cezai sorumlulukları vardır.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Katil, öldürmeye ara verdiği dönemde, cinayeti hafızasında canlı tutabilmek için kurbandan muhakkak bir eşya ya da bir organ alır. Zeka seviyeleri normalin üstünde hatta %30 u üstün zekalı insanlardır. %81 i pornografiye, %79 u mastürbasyona, %71 i röntgenciliğe meraklıdır.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Kadın seri katillere daha seyrek rastlanır. Duygusal olarak yakın oldukları erkekleri kişisel sebeplerden dolayı öldürmeye daha çok eğilimlidirler. Erkeklerin yabanci kurban seçmelerinin aksine kadın seri katiller genellikle etraflarındaki eş-dost ve tanıdıklarından kurbanlarını seçerler.Kadın seri katiller için önemli kurbanlarının arasında kocaları ve çocukları vardır. Çocuk öldürmede kadın seri katiller, erkeklere oranla daha yüksek yüzdeye sahiptirler.( %21, %39 arası ). 105 kadın seri katil arasında yapılan araştırmaya göre, en çok başvururulan cinayet yöntemi zehirleme çıkmıştır. </span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Dünyada bilinen en ünlü seri katliller ise ; Karındeşen Jack (1888 ), Londra`da coğunluğu fahişeler olmak üzere 15 kişiyi öldürmüştür. Ünü yakalanamamasından gelir. </span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Çin`de, M.Ö 144 yılında imparator yiğeni Lui Pengli, en az 100 kişiyi öldürmüştür. Imparator yiğenine kıyıp ölüm cezası verememiş, sadece asaletini elinden almıştır. </span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">15.ci yüzyılda Avrupa`nın en varlıklı kişilerinden Gilles de Rais, 140 ile 800 arasında köylü çocuklar ve genç erkekleri öldürmüştür.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">1610 yılında tutuklanıncaya kadar Macar Aristokrat Elizabeth Bathory, 650 ye yakın kız ve genç kadına işkence edip öldürmüştür.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Türkiye`de ise şimdiye kadar bilinen 6 seri katil olmuştur ve hepsi yakalanmıştır. Bunların arasında en ilginci 32 yaşında, 3 mobilyacıyı kafalarına kurşun sıkarak öldüren Seyit Ahmet Demirci`dir. 11 yaşında Fatsa`da bir mobilyacının tecavüzüne uğradığından, öldürdüğü mobilyacı sayısını 11 e tamamlayamadan yakalandığına çok üzülmüştür.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Seri katilerin yakalandıktan sonra, savunmalarında söyledikleri cümlelerin bazıları : " Ben sadece sokakları temizliyordum." , " Bana göre bir ceset, canlı bir bedenin taşıyamayacağı bir güzellik ve saygınlık taşır. " , " Insanlar, kurtçuklara benzer. Küçük, kör ve değersiz. " , " Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz, bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı, tam karşıdan bakarsanız o zaman da kendinizi görürsünüz. " , " Onları incitmek istemedim, sadece öldürmek istedim. " , " Yaşama ve ölüme hükmetmek istiyorum. "</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Umarım birgün bilim, bu tip hasta ruhlu insanların beyinlerini komple iyileştirecek bir yöntem bulur ve toplum huzura kavuşur.</span></span></b>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- BilimTrueYatayYazı -->
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-1894658910312241" data-ad-slot="9487726812" style="display: inline-block; height: 15px; width: 468px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script><br />
<div style="text-align: right;">
<b><span style="color: #0b5394;">#İnançKızılkaya</span></b></div>
Anonymousnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2121757517268666970.post-35256970860278112522013-12-23T10:24:00.001-08:002013-12-23T10:25:50.707-08:00UZAYDA CİNSELLİK VE DOĞUM MÜMKÜN MÜ ?<a href="http://1.bp.blogspot.com/-aZqeEOCKSZs/Urh_rpWntCI/AAAAAAAAB1o/RsG5ADyzhBY/s1600/mars-one-colony-settlement.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="http://1.bp.blogspot.com/-aZqeEOCKSZs/Urh_rpWntCI/AAAAAAAAB1o/RsG5ADyzhBY/s400/mars-one-colony-settlement.jpg" width="400" /></a><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 14px;"><b><span style="color: #cc0000; font-size: x-small;">UZAYDA CİNSELLİK VE DOĞUM MÜMKÜN MÜ ?</span></b></span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;"><b><span style="color: #0b5394;">Yaşam kaynaklarımizı hızlıca tükettiğimiz için mi, Dünyanın ömrünün birgün sona ereceğini bildiğimizden mi yoksa sırf merak eden araştıran canlı türleri olduğumuzdan mı dır bilinmez ama uzayda yaşam arayıp, orada kendimize yaşam koşulları oluşturma çalışmalarına başladık bile. Yaşama uygun gezegen arayışlarımız sürüyor.</span></b></span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><b><span style="color: #666666;"><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Uzay çalışmalarında, uzay üssü inşası, uzay giysileri, uzayda yiyecekler, bitki yetiştirme gibi konularda ilerleme gösteren biliminsanları, aynı başarıyı uzayda cinsellik konusunda da göstermeye çalışıyor. Çünkü, eğer uzayda yaşayacaksak, orada ürememiz, üremek için de cinselliği yaşamamız gerekliliği vardır.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Uzayda cinselliğin nasıl yapılabileceğini bilmiyoruz. Fakat, uzayda seks yapmanın romantizmden cok bir külfet olduğunu, cok uğraş verilmesi gerektiğini biliyoruz.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Yerçekimsiz bir ortamda cinsellik üzerine konusan NASA doktorlarından Jim Logan, "Öncellikle yerçekiminin sıfır olduğu bir ortamda cinselligin koreografisinin yapılması gerekir. Çünkü hiçbir yere tutunmadan boşlukta uçan iki insanın öpüşmesi bile zor. Iş cinselliğe gelince sağa sola savrulmak kaçınılmaz. Uygun pozisyonların önceden belirlenip uygulanması gerekir." Logan`a göre, yerçekimsiz ortamın en kötü etkilerinden biri olan ve astronotların da sık sık yakındığı mide bulantısı da romantizmi bozacak önemli bir etken.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Uzayda, astronotların çok fazla terlediği gerçeğini gözönüne alırsak, cinsellik sırasında ter damlaları havada uçuşacak, sıfır çekimli bir ortamda, kan basıncı düşeceğinden, bazı organlarda görevini iyi yapamayacaklardır.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Bu sorunları aştığımızı farzedelim. Peki, anne karnında cenin oluşabilecek mi, yerçekimsiz ortamdan nasıl etkilenecek cenin, doğum gerçekleşebilecek mi ?</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">1994 yılında Medeka balıkları, uzayda çiftleştirilen ilk canlılar olup, yumurtalarından sağlıklı yavrular çıktı ve bu bize uzayda üremenin mümkün olduğunu gösterdi. Fakat, memeli hayvanlar (insanlar da dahil) hamile kalma süreci, plezantanın gelişim süreci, hamileliğin evreleri ve doğum fazlaca karışık süreçler içerir.</span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Bu sorulara cevap arayan biliminsanları, fareler üzerinde gerçekleştirdikleri deneyler de şu sonuca ulaştılar: Insanın uzayda, daha doğrusu yerçekimsiz ortamda üreyebilmesi mümkün olmuyor. Yani bir kadının uzay boşluğunda hamile kalması çok çok düşük bir olasılık. </span><br style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;" /><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Çünkü, hem spermler yerçekimi yokluğunda yollarını bulmakta çok zorlanıyorlar, hem de radyasyon kadın yumurtalarını ve erkek sperm hücrelerini olumsuz yönde etkiliyerek doğurganlıgın önüne geçiyor. Bu şekilde döllenme mümkün olsa bile, kisa süre de döllenmiş yumurta ölüyor ve düşük gerçekleşiyor.</span></span></b><br />
<b><span style="color: #666666;"><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;"><br /></span></span></b>
<div style="text-align: right;">
<b><span style="background-color: white; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; line-height: 14px;"><span style="color: #cc0000;">#İnançKızılkaya</span></span></b></div>
Anonymousnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2121757517268666970.post-19805350006766056152013-09-30T03:15:00.000-07:002013-09-30T03:31:01.332-07:00Tanrı'ya sorular <b> İlk önce bu blog'da ilk oluşumun heyecanını yaşadığımı belirtmek istiyorum ve burada olmamı sağlayan burada olmamı destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum. </b><br />
<b><br /></b>
<div>
<b> Sabah yine bir hiddetle uyandım vücudumdan bağımsız olduğumu gördüm. Nasıl mı ? Hareket edebiliyordum fakat vücudum sabitti hissedebiliyordum fakat gözlerimi açamıyordum. Sonra her şeyin farkına vardım peki ya şimdi ne olacaktı benim inancıma göre ölümden sonra yaşam yoktu fakat şu an hala bedenden bağımsız bir ruhum vardı. Korkmaya başladım aslında çünkü bu olanlar benim yaşantımın çok dışındaydı korktuğum gibi de oldu. İki melek geldi birinin adı Münker birinin Nekirmiş başladılar sorulara ve tabi ki beni ufaktan sıcak basmaya başladı tek bir şey istedim tanrıya sadece bir kaç soru sormak Cebrail geldi isteğimin kabul edildiğini söyledi ve beni tanrının yanına götürdü.</b></div>
<div style="text-align: left;">
<b> Aslında mutluydum bütün hayatım boyunca merak ettiğim soruların cevabını bulacaktım burada. Bana neden inanmadığımı sordu inanmam için bir neden göstermesini istediğimde peygamberlerinden kitaplarından mucizelerinden muhteşem dengesinden bahsetti.</b></div>
<div style="text-align: left;">
<ol><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhC0g8LfwXfsUFdnhk4UugCpHKsC7OlqTRk6ODZemXmy2msMcHEfDYmf45U5osC6yCixyvtbeByw2B2wg1WWI37lTpYO0tabI0zzjmAU5sTg55QuTUX_OLNoA5kK7M5gQkTOOhCysu3ad9G/s1600/1233434_740467899301729_593152318_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><b><img border="0" height="210" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhC0g8LfwXfsUFdnhk4UugCpHKsC7OlqTRk6ODZemXmy2msMcHEfDYmf45U5osC6yCixyvtbeByw2B2wg1WWI37lTpYO0tabI0zzjmAU5sTg55QuTUX_OLNoA5kK7M5gQkTOOhCysu3ad9G/s400/1233434_740467899301729_593152318_n.jpg" width="400" /></b></a>
<li><b>Varlığınla ilgili neden hiç bir şey hissetmedim?</b></li>
<li><b>Birçok peygamber gönderdin neden onlardan biri ben değildim?</b></li>
<li><b>Muhammed'in kalbini temizlemene ne gerek vardı ? Onun kalbi zaten temiz değil miydi ?</b></li>
<li><b>Neden 1400 sene sonra bile hiç bir zaman güncellenmeyen bir kitaba inanmamı bekledin? Sence bu kitabın şu an hala geçerliliği var mı ? Sen olsan hiç bir toplumsal şart aynı olmadığı halde 1400 sene sonra aynı kitaba inanırmıydın?</b></li>
<li><b>Kuran inerken bile birbiriyle çelişen ayetlerin var bu da demek oluyor ki fikir değiştirebiliyorsun bu da demek oluyor ki geleceği net göremiyorsun peki hala nasıl aynı kitabın doğruluğu geçerli?</b></li>
<li><b>Neden Hamza yerine Ebu Cehil'in kalbini temizlemedin ?</b></li>
<li><b>Muhammed'i neden bizden üstün yarattın ?</b></li>
<li><b>Neden dünyadaki kötülüklere hep göz yumdun?</b></li>
<li><b>Afrika yüzyıllarca açlıktan öldü neden onlara kuran indirmek yerine bir tas çorba vermedin hiç mi vicdanın yok. Yılda 30 milyon insanın sadece açlıktan ölüyor. Kuranın indiği zamanlar bunu düşünmedin mi hiç? Maslow bile ihtiyaçlar hiyerarşisinde sevgi, saygı gibi ihtiyaçlardan önce yeme-içme barınmanın ilk sırada olduğunu savunmuş bu kadar zor muydu bunu düşünmek?</b></li>
</ol>
<blockquote class="tr_bq">
<b>Sonra anladım ki yine rüyadayım ve kendi kendime yine aynı soruları soruyorum bunun da tek sebebi korkular... Artık korkuları kafamızdan atalım ve unutmayalım ki her zaman<i> çalışan iki el dua eden binlerce elden daha çok iş yapar.</i></b></blockquote>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjen-D7kc0-r5qoQIuNM70HiWsSzGVnh5QhccT0332znVt2vK9evk42TfSviw0qczYHdjSkBtXDh8djyKfFmh3zjVwetUoj5XrBRLpZafaFhDj72eEAxuLjj0lT6UOwBMByILQ8LAQwPEI/s1600/1378494_642375632473255_2056160713_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjen-D7kc0-r5qoQIuNM70HiWsSzGVnh5QhccT0332znVt2vK9evk42TfSviw0qczYHdjSkBtXDh8djyKfFmh3zjVwetUoj5XrBRLpZafaFhDj72eEAxuLjj0lT6UOwBMByILQ8LAQwPEI/s320/1378494_642375632473255_2056160713_n.jpg" width="244" /></a></div>
</div>
Invıshttp://www.blogger.com/profile/00384296897382208554noreply@blogger.com0